Bilirkişi Soruşturması ve Ceza İddiaları
İmamoğlu, hakkında başlatılan "bilirkişi soruşturması" sonucunda kendisine yönelik hazırlanan iddianamede yer alan cezayı değerlendirdi. İddianamede, bilirkişiye yönelik sözleri nedeniyle kendisine 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. İmamoğlu, bu süreçte yaşanan olayları ve yargı sürecindeki aksaklıkları eleştirirken, "Bu kadar pervasız, bu kadar kötü bir zaman dilimini ülkemiz ilk kez yaşıyor. Şu anda beşinci siyaset yasağıyla ilgili bir iddianame, yine 25 yılı aşan hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım," diyerek kendisini savundu.
Cumhurbaşkanına Yönelik Sert Eleştiriler
İmamoğlu, açıklamalarında, kendisini siyasetten dışlamaya yönelik çabaların arkasında Cumhurbaşkanı olduğunu iddia etti. "Bu konuda 2019'dan bu yana Cumhurbaşkanı bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmiştir" sözleriyle eleştirilerini derinleştirdi. İmamoğlu, uygulanan siyasi baskıların ve iddiaların arkasında belirli güçlerin olduğunu ima ederek, "Beni siyasette devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli" ifadesini kullandı. Bu açıklamalar, özellikle son dönemde yargı süreçlerine ve siyasi tutumlara yönelik ciddi eleştiriler olarak kamuoyunda yankı uyandırdı.
İktidar Cephesine ve Siyasi Baskılara Eleştiri
Konuşmasında İmamoğlu, iktidar cephesine yönelik eleştirilerini de sürdürdü. Geçmişte Yüksek Seçim Kurulu'nu (YSK) etki altında tutmak için yapılan uygulamalara değinerek, "Aynen 2019'da YSK'yı etki altında tutmak adına sen 13 bin oyla İstanbul'da seçimi kazanabileceğini mi zannediyorsun?" şeklinde sert bir dille konuştu. Bu ifadeleriyle, o günden bu yana Türkiye demokrasisinin zedelendiğini ve uygulanan siyasi baskıların ülke üzerinde olumsuz etkiler yarattığını vurguladı. İmamoğlu, hukuk ve yargı sisteminin kötüye kullanılmasına da dikkat çekerek, "Hukuk, yargı sistemini ne yazık ki kötü etkilemiştir. Hala mücadelesini sürdürüyor," sözleriyle mevcut duruma eleştirel bir bakış sundu.
TÜSİAD ve İş Dünyasına Yönelik Eleştiriler
Soruşturma kapsamında TÜSİAD ile ilgili de sert açıklamalarda bulunan İmamoğlu, "TÜSİAD konuşmuştur, konuşacak; başkaları da konuşacak" diyerek, bu iş dünyası kuruluşunun tutumuna yönelik eleştirilerini dile getirdi. İmamoğlu, kendisine yönelik taciz ve baskı unsurlarına karşı TÜSİAD üyelerinin de seslerini yükseltmeleri gerektiğini belirtti. "Ben olsam TÜSİAD üyelerinin yerinde konuşurum, hepsi tek tek konuşmalı," diyen İmamoğlu, bu kurumun eleştirilen tutumunun, yalnızca kendisini değil, toplumun diğer kesimlerini de etkilediğini ifade etti. İmamoğlu, "Memleketini dert edinen herkes konuşacak. Konuşmak bu ülkede ne zamandır suç oldu?" şeklinde sordu ve ses çıkarmanın önemine vurgu yaptı.
Siyasi ve Sosyal Tartışmalara Yönelik Yorumlar
İmamoğlu açıklamalarında, partisine yönelik eleştirileri de gündeme taşıdı. "Hapse atılan belediye başkanları, meclis üyeleri... Nedir tek suçu onlara karşı seçimi kazanmak, 20 yıl sonra birinci parti olmak," diyen İmamoğlu, siyasi arenada rakiplerinin partisine bile göz koyduğunu ifade etti. Ayrıca, şaibeli kurultay iddialarına ilişkin de, "Basiretsiz, etik olmayan, zemini tamamen çürük hiçbir sözü, tavrı, kişiliği muhatap almadım" diyerek, bu tür uygulamalara karşı sert eleştirilerde bulundu. İmamoğlu, "Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar" şeklindeki atasözüne de değinerek, bunun aslında yalan olduğunu ve doğruyu söyleyenin hak ettiği değeri bulması gerektiğini savundu.
CHP Cumhurbaşkanı Adayı Seçimi ve Gelecek Süreç
İmamoğlu, ayrıca CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılacak ön seçim sürecine de değindi. "Partimizin büyük bir demokrasi devrimini yaptığı dönemdeyiz. CHP en güçlü demokrasi tabanına işi taşıyarak karar verme bilincini ortaya koymuştur. Gençlerimizi söz sahibi olmaya davet ediyorum," diyen İmamoğlu, aday belirleme sürecinin ülkenin geleceği için önemli bir adım olduğunu vurguladı. İmamoğlu, kendi durumunun da bu sürecin ortasında olduğunu, ancak nihai kararın milletin takdiriyle belirleneceğini sözlerine ekledi.
Ekrem İmamoğlu’nun bu açıklamaları, siyasi arenadaki tartışmaları alevlendirirken, yargı ve hukuk sistemindeki aksaklıklar ile siyasi baskılara karşı duyulan rahatsızlığı da gözler önüne serdi. Açıklamalar, Türkiye'nin mevcut siyasi ve hukuki ortamına yönelik eleştirileri derinleştirirken, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Konuyla ilgili gelişmeleri ve detaylı değerlendirmeleri takip etmek isteyenler, güvenilir haber kaynaklarını ve resmi açıklamaları izlemeye devam edebilir.
Kaynak: Haber Merkezi
