Kamu kurumlarını sarsan sahte diploma skandalında yeni iddialar gündemde. Yargıya taşınan dosyada, belge sahteciliğinin yanı sıra kara para aklama girişimleri olduğu da öne sürüldü. Şebekenin önde gelen ismi Ziya Kadiroğlu’nun, Dubai üzerinden menşei belirsiz para transferlerine aracı olduğu iddianamede yer aldı.
Türkiye genelinde birçok sahte diploma, kimlik ve e-imza üreten organize şebekeye yönelik soruşturmada, sadece belge sahteciliği değil, finansal usulsüzlükler de ortaya çıkıyor. Tutuklu sanıklardan biri olan ve “Ziya Hoca” adıyla bilinen Ziya Kadiroğlu’nun, kara para aklama şüphesiyle de yargılandığı bildirildi.
Dubai bağlantılı para trafiği iddianamede
Soruşturma kapsamında Kadiroğlu’nun mesajlaşmaları incelendiğinde, “Pablo” takma adlı bir kullanıcıyla yaptığı yazışmalarda Dubai üzerinden Türkiye’ye gönderilecek bir para transferinden söz edildiği belirlendi. Bu görüşmelerde paranın menşeinin bilinmediği, karşılığında ise sahte belgeler üretildiği bilgisi yer aldı.
İddianamede, Kadiroğlu’nun “Belge başına 50 bin TL talep ettim. Tam sayıyı hatırlamıyorum ama bu yöntemle birçok belge hazırladım” şeklindeki itirafına da yer verildi.
Yüzlerce sahte kimlik üretmiş
Ziya Kadiroğlu’nun, hakkında arama veya yakalama kararı bulunan kişilere dahi sahte kimlik hazırladığı ifade edildi. Telegram üzerinden kendisine ulaşılan kişiler için bugüne dek 50’den fazla kimlik ürettiğini açıklayan Kadiroğlu, işlemleri tamamen çevrim içi yürüttüğünü söyledi.
Ayrıca Kadiroğlu’nun telefon kayıtlarında “Alex” adlı bir kişiyle kredi kartı kopyalama konusunda yazışmalar yaptığı, yönlendirme ve bağlantı linki paylaştığı da iddianamede yer aldı.
“Dedikodusu çıkmasın yeter” yazışmaları incelendi
İddianamede yer verilen mesajlarda Kadiroğlu ve Pablo arasında geçen yazışmalar dikkat çekti. Konuşmalarda “Allah’ın izniyle hiçbir şey olmaz”, “Sokakta dedikodusu çıkmasın kafi”, “Kişiler kendini ifşa etmesin yeterli” gibi cümlelerin geçtiği ve bu görüşmelerin kara para şüphesiyle ilişkilendirildiği belirtildi.
Soruşturma kapsamında bugüne kadar 37 kişi tutuklanırken, dijital materyallerde yapılan incelemeler neticesinde yeni isimlere ve bağlantılara ulaşılabileceği değerlendiriliyor.