Türkiye’nin tanınmış dağcı ve arama-kurtarma gönüllüsü Nasuh Mahruki’nin İstanbul’daki evine polis tarafından operasyon düzenlendi. Alınan bilgilere göre, Nasuh Mahruki gözaltına alındı ve evinde kapsamlı bir arama yapıldı. Peki, Ali Nasuh Mahruki kimdir ve bu baskının ardındaki sebep nedir?
Nasuh Mahruki Kimdir?
Ali Nasuh Mahruki, özellikle Türkiye’de ve dünyada gerçekleştirdiği dağcılık faaliyetleriyle bilinen bir sporcu ve arama-kurtarma gönüllüsüdür. Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk dağcı unvanına sahip olan Mahruki, Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından AKUT’un da kurucusudur. Yıllarca hem yurt içinde hem de yurt dışında yaşanan afetlerde etkin rol almış, sayısız kurtarma operasyonuna liderlik etmiştir. Toplumsal sorunlar ve doğa olaylarına duyarlılığı ile tanınan Mahruki, çevre koruma ve insan hakları konularında da aktif bir şekilde çalışmalar yürütmektedir.
Neden Gözaltına Alındı?
Nasuh Mahruki’nin evine düzenlenen bu polis operasyonunun gerekçesi henüz kamuoyuna tam olarak açıklanmadı. Ancak bazı kaynaklar, Mahruki’nin sosyal medya paylaşımları ve kamuoyu önünde yaptığı eleştirilerin bu operasyonun sebepleri arasında olabileceğini iddia ediyor. Sosyal medya platformları üzerinden zaman zaman mevcut yönetim ve politikalar üzerine eleştirilerini dile getiren Mahruki, özellikle çevre ve doğal kaynakların korunması gibi konularda aktif bir şekilde görüşlerini paylaşıyor.
Baskın ve Arama Detayları
İstanbul’daki evinde yapılan arama sırasında, Mahruki’nin bazı kişisel eşyalarına ve elektronik cihazlarına el konulduğu bildirildi. Avukatlarının da operasyon sırasında hazır bulunduğu ve yasal süreci yakından takip ettiği belirtildi. Mahruki’nin destekçileri ve sevenleri, sosyal medyada “Yanındayız” mesajlarıyla destek vermeye devam ediyor.
Tepkiler ve Kamuoyu Desteği
Polis baskınının ardından, Mahruki’nin gözaltına alınması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, Mahruki’nin çevre ve doğa konusunda duyarlı bir lider olduğunu, halk yararına yaptığı çalışmaların ve destek verdiği konuların göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Destekçilerinin de ifade ettiği gibi, bu baskın ve gözaltı süreci, toplumda adalet ve özgürlükler konusundaki hassasiyetleri bir kez daha gündeme getirdi.