Modern çağda kadınlar, yalnızca toplumsal rollerin değil, psikolojik yüklerin de taşıyıcısı hâline geldi. “Kadın güçlüdür” söylemi, sıklıkla bir övgü gibi sunulsa da, bu söylemin altında yatan beklenti çoğu zaman yıpratıcı ve gerçek dışıdır. Psikolojik dayanıklılık, doğuştan gelen bir özellik değil; destekle, anlayışla ve uygun koşullarla gelişen bir süreçtir. Dolayısıyla, kadının gücünü kutlamadan önce onun yükünü anlamak gerekir.
Görünmeyen Yükler: Duygusal İşçilik
Kadınlar yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal işçilik açısından da ciddi bir baskı altındadır. Aile içinde duyguları düzenleyen, sorunları yatıştıran, ilişkileri ayakta tutan taraf genellikle kadındır. Bu durum, fark edilmeden sürdürülen ama oldukça yorucu bir çabadır. Duygusal emek görünmez olduğu için, toplum nezdinde çoğu zaman kıymeti de anlaşılmaz. Kadın, “dayanıklı” olmak zorundadır çünkü çevresindeki herkesin ona bu gözle bakmasını bekler.
Psikolojik Destek: Güçlü Olmak Yardım Almamak Değildir
Psikoterapi süreçlerinde kadın danışanların sıklıkla dile getirdiği bir duygu vardır: “Yıkılmaya hakkım yok.” Bu düşünce, onları hem kendi duygularından uzaklaştırır hem de gerçek ihtiyaçlarını bastırmalarına neden olur. Oysa dayanıklılık, bastırmakla değil, fark etmekle başlar. Güçlü kadın imajı, yardım almayı zayıflık olarak gören bir anlayışla değil, psikolojik dayanımını artırmak için destek arayan bilinçli bir yaklaşımla inşa edilmelidir.
Sosyo-Kültürel Baskılar ve Kadın Kimliği
Toplumun kadına yüklediği roller; iyi eş, fedakâr anne, başarılı çalışan gibi kimlikleri aynı anda taşımayı neredeyse bir zorunluluk hâline getiriyor. Bu çoklu rol beklentisi kadının kimlik bütünlüğünü zedeliyor. Kadının kendi sınırlarını koruyabilmesi için önce bu rollerin yeniden tanımlanması gerekiyor. “Her şeye yetişen kadın” algısı, aslında tükenmişliği davet eden bir kurguya dönüşüyor.
Sonuç Yerine: Güçlü Kadın Efsanesini Yeniden Yazmak
Kadınların psikolojik dayanıklılığı, onların duygularını yok saymalarıyla değil; o duyguları sahiplenmeleriyle güçlenir. Dayanıklılık; ağlamaktan, yorulmaktan, yardım istemekten geçer. Toplum olarak yapmamız gereken şey, kadınların duygusal yükünü görünür kılmak ve bu yükün altında ezilmemeleri için psikolojik destek yollarını açık tutmaktır. Kadınları sadece güçlü olmak zorundaymış gibi değil, insan oldukları için sevelim ve destekleyelim.