Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de “deniz parkı” ilanı, Türkiye’de 12 mil karasuları tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. Ankara, bu adımı yalnızca çevre düzenlemesi olarak değil, aynı zamanda karasularını genişletme yönünde stratejik bir hazırlık olarak yorumluyor.
Yunanistan’ın “Deniz Parkı” Kararı Ne Anlama Geliyor?
Yunan hükümeti, Ege Denizi’nde iki büyük alanı deniz parkı olarak ilan etti. Bu alanlar:
-
İncirli Adası ile Milos arasındaki bölge,
-
Batıda ise Kefalonya ile Kithira adaları çevresi.
Bu hamleyle birlikte, çevresel koruma gerekçesiyle deniz faaliyetlerinin sınırlanması hedeflenirken, Ankara bu kararları deniz yetki alanlarının fiili olarak genişletilmesinin bir aracı olarak görüyor.
Türkiye’den Sert Tepki: 12 Mil “Casus Belli”
Türkiye, Ege Denizi’nde karasularının 6 milin üzerine çıkarılmasını 1995 yılında alınan Meclis kararıyla “savaş sebebi”olarak değerlendirmişti.
Ankara bu karar doğrultusunda, Ege’deki haklarını koruyacağını ve hiçbir tek taraflı adıma izin verilmeyeceğini sık sık vurguluyor.
Deniz parkı ilanları, bu bağlamda yalnızca çevre düzenlemesi değil, aynı zamanda egemenlik alanlarına yönelik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Uzman Görüşleri: Yeni Bir Krizin Eşiğinde miyiz?
Askeri ve diplomatik çevreler, Yunanistan’ın bu adımını “alan kapatma stratejisi” olarak yorumluyor.
Uzmanlara göre bu hamle, sadece çevre politikalarıyla değil, enerji kaynaklarına erişimi ve askeri hareketliliği sınırlamayı da hedefliyor.
Türkiye ise bu adımları yakından izliyor ve bölgede herhangi bir oldu-bittiye izin verilmeyeceği sinyalini veriyor.
Ege’de Yeni Dönem
Yaşanan gelişmeler, Ege Denizi’nde uzun süredir kırılgan olan dengeleri yeniden sarsma potansiyeli taşıyor.
Her ne kadar diplomatik kanallar açık tutulsa da, bu tarz hamlelerin iki ülke arasında zaten gergin olan ilişkileri daha da sertleştirmesi bekleniyor.